Yas Günümüz Bugün
Yine geldi Muharrem… Yine geldi Aşura…
Yine geldi yüreklerimize korlar düşüren Kerbela’nın yıldönümü…
Yine Muharrem’deyiz… Yine Aşura’da… Yine yaktı kalbimizi Kerbela’nın ateşi…
Yas günümüz bugün… Her gün…
Muharrem… Matem ayı… Yapabilseydik de hiç gülmeseydik, daima ağlayıp dövünseydik…
Unutmayalım ki, İmam Hüseyn(ra)’ın şehadetine bütün kâinat ağladı… Hem de kanlı bir şekilde. Ne kadar da duyarsızmışız… Kalplerimiz taşlaşmış sanki… Yoksa cansız varlıkların bile etkilendiği bir faciaya karşı olan duyarsızlığımızı başka nasıl izah edebiliriz ki?!
On Muharrem’de aşure yemeği pişirmek değil, karalara bürünüp ağlamak ve ağıt yakmak yakışır Müslüman’a…
Muharrem… Vuslat ve firak ayı…
İmam(ra) kavuştu Rabbine, vuslata erdi. Bize ise, can yakıcı ve kanlı bir firak kaldı…
Muharrem ve Aşura, bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra ta kıyamet gününe kadar Müslümanların bağrını yakıp duracak olan korlardır, hasretlerdir, matemlerdir, ağıtlardır…
“Tarihi kurcalamayın, bu konularla çok ilgilenmeyin!” diyenlere inat, tarihimizin en acı gerçeklerinden/gerçeklerimizden olan bu elim olayı anmak, anlatmak, anlamak ve karalara bürünüp, ağıtlar yakmak yakışır bize; Ehl-i Beyt aşıklarına… Tarihimizle yüzleşmekten çekinmeden… Acı gerçeklerimizi kabul etmeyi onur meselesi yapmadan…
On dört asırdır yanaklardan kanlı kanlı süzülüp gelen gözyaşıdır Kerbela…
“Tatlı bir su içtiğinizde Kerbela’yı hatırlayın! Resulullah (as)’ın torunlarının nasıl susuz katledildiklerini hatırlayın!”
Ve onları katledenlerin karanlık ruhlarına lanetler yağdırın, lanetler yollayın!
İmam Hüseyn (ra) ve yarenleri Kerbela’ya kanlar içinde düştüğünden beridir, Ümmetin kalbi Kerbela çölüdür, cayır cayır yanmaktadır…
Yüreği Kerbela’nın ihanetlerle yoğrulmuş çölünde, ihanet damgalı kılıçlarla paramparça edildiğinden beri, Ümmetin yanaklarından süzülmektedir kanlı gözyaşları…
Yorgundur bu Ümmetin yüreği, asırlardır bu ihaneti yüklenmekten, ağıtlarla dağlanmaktan, kanlı kanlı ağlamaktan…
Hicreti ve şehadeti kitabımızdan, hayatımızdan ve zihnimizden silip, dünyaya bağlandığımızdan beridir perişanız, zeliliz…
Anıyoruz bugün hicret, direniş ve şehadet mektebinin öğretmenini… Her geçen gün biraz daha anlıyoruz kıymetini… Bu sebeptendir her geçen gün daha bir gür yükseliyor İmam(ra)’ın Kerbela’da acılarla yükselen çığlığına cevaben verilen “Lebbeyk ya Hüseyn!” sesleri ve daha derinden sarsıyor yezitlerin tahtlarını İmam(ra)’ın Kerbela’da avuçlarından dökülen mübarek kanı…
İnanç uğruna nasıl mücadele edileceğini ve nasıl ölüneceğini gösteren Fatıma’nın başı dik ve Aziz Oğlu’na ve yarenlerine selam, selam,selam olsun..
Şehadetiyle kıyamete kadar sürecek olan kıyam, direniş ve şehadet meşalesini yakan İmam Hüseyn’e ve yarenlerine selam, selam, selam olsun…